26 Nisan 2010 Pazartesi

Rüzgara karşı

Bu aralar çabuk yoruluyorum sevgili dostlarım, bu bahar yorgunluğu dedikleri durum sonunda bendede kendini göstermeye başladı.
23 nisan tatilinden de yararlanıp +1 gün jokerli hafta sonu tatili için memleketime gittim.

Bazı sebeplerden ötürü biraz buruk geçti aslında, eski dostlarımın artık eski dost bile olmadıklarını öğrendim mesela. Yine de teşekkür ediyorum vefa kelimesini hatırlattılar bana! Saolsunlar yinede diyorum.
Bu kısa tatilin en iyi tarafı ise ailemle geçirdiğim zamanlar ve kendisinden çok şey öğrendiğim her konuda fikirlerine önem verdiğim değerli arkadaşımla geçirdiğim bolca zaman oldu. Ayrıca, yaklaşık bir yıldır görmediğim eski yol ve okul arkadaşım gelecek vaad eden genç iş adamı arkadaşımıda unutmamak lazım tabiiki. Kısacası biraz buruk, biraz eğlenceli, birazda düşünceli kısa bir tatilin ardından dün akşam itibariyle şehr-i destan İstanbul’a dönüşüm gerçekleşti. Bugün ise her şeye bıraktığım yerden devam edercesine başladığım haftada yaşamın bana hazırladığı küçük süprizlerle karşılaştım.
Rüzgarlı havada yürümek insanı yoruyor sevgili dostlarım. Rüzgara karşı yürümekse hepsinden zor, sığınacak yer bulduğunuzda derin bir nefes alabiliyorsanız şanslısınız demektir. Hele ki birde güven veriyorsa o sığınak sizden iyisi yoktur işte.
Rüzgara karşı yürüyenlere en derin sevgilerimle…



Hepinizi sevgiyle selamlıyorum...